Küreselleşme Nedir?

Küreselleşme olgusunun tanımlanması güçtür çünkü küreselleşme iktisadi alanda ortaya çıkan bir olgu olarak başlamakla birlikte, zaman içince sosyal, politik, kültürel boyutu ile öne çıkmıştır. Küreselleşmenin politik ve kültürel boyutu, küreselleşme ile ilgili ideolojik görüş farklılıklarına yol açmıştır. Dünya’nın neresinde olursa olsun, gelişme seviyesi ve siyasi rejimi farklılık gösterse de zengin-fakir, büyük-küçük bütün ülkeleri yakından ilgilendiren bir öneme sahip olmuştur. Küreselleşmenin ulus devlet temelli olarak kurulan mevcut dünya sistemi köklü şekilde değişecek bir süreç olması, bu gerçekleşilecek dönüşüm sonucunda kazanan ve kaybedenlerin hangi toplumlar olacağı konusundaki belirsizlikler de küreselleşmeye yönelik algıları ve beklentileri etkilemektedir. Küreselleşme dünyanın küçülmesi ve tek bir yer olarak algılanışının yaygınlaşması olarak tanımlanabilir. Buradaki anlamıyla dünyanın küresel bir hale gelmesidir. Geniş manasıyla küreselleşme, bugün daha çok kuzeybatılı zengin ülkelerin siyasal toplumsal ve kültürel olarak yoksul ülkeler karşısındaki hegemonyacı üstünlükleri şeklinde kullanılmaktadır. Söz konusu ülkelerin koydukları kurallara uyanların küreselleşme çerçevesi içinde değerlendirileceği uymayanların ise dışlanıp yok sayılacağı mantığı ağırlık kazanmaktadır. Küreselleşme sürecini hazırlayan yeni üretim teknikleri ulaşım ve iletişim teknolojilerindeki devasa gelişmeler gibi etkenler, uzak mesafelere kolaylıkla ve ucuz fiyata ulaşma, yine uluslararası ölçekte ortaya çıkan rekabete ucuz fiyata mal satın alma, dünyada olup bitenlerden anında haberdar olma gibi kolaylıklar sağlanmasına karşılık, sosyal korumalardan yoksun ülkelerde emeğin yeniden sömürülmesi, sosyal devlet ilkesinin göz ardı edilmesi, ulusal kültürlerin giderek çözülmesi gibi olumsuzlukları beraberinde getirmiştir. Sonuç olarak küreselleşme mutlak egemenliği, devletin küçülmesi ve özelleştirmenin tamamlanması, uluslararası hale getirilmiş sermayenin sınırsız hareketi şeklinde tanımlanabilir.

Yorum Yap