Refah devleti genellikle sosyal devletle beraber tanımlanmakta, hatta bu iki kavramın aynı anlamda kullanıldığı görülmektedir. Refah devleti kavramı ilk kez Almanya’da 19.yy. sonunda sosyal güvenlik alanında alınan önlemler nedeniyle kullanılmıştır. Modern refah devleti ile ilgili çalışmalar 1970’lerde başlamış, bu dönemde refah devleti ile ilgili olarak klasik teoriye bağlı yeni ifadeler bulunmuştur. 20 yıl boyunca refah devletleri açısından ortaya çıkan en önemli gelişme sosyal harcamalarda görülen artışlardır. Refah devleti şahıslara ve ailelere asgari bir gelir güvencesi veren, onları toplumsal tehlikelere karşı koruyan, sosyal güvenlik olanağı sağlayan, toplumsal konumları ne olursa olsun tüm yurttaşlara eğitim, sağlık, barınma gibi sosyal hizmetler alanında belli bir standart getiren devlettir. Refah devleti yaşlılık, işsizlik ve hastalık gibi belli sosyal gerçekler karşısında aile ve bireyleri destekleyerek riskleri minimize etmektedir. Refah devletlerin gelişiminde başlıca dört aşamadan söz edilebilir. 1870’lerde başlayan dönem, bir başlangıç ve deneyim kazanma dönemidir. Bu dönemde işçi sınıfı ve işçi hareketi büyümekte, hak arayan işçi sınıfı ile toplumsal çözülme ve tıkanıklıklar yaşanmaktadır. İşçi sınıfı ve yoksullar üzerine odaklaşan sosyal güvenlik gibi politikalara ihtiyaç duyulmuştur. İkinci aşama; getirilen uygulamaları pekiştirme, sağlamlaştırma aşamasıdır. Üçüncü aşama ise; 1950’lerden 1960 sonlarına veya 1970’lerin ortalarına uzanan, büyüme ve yayılma dönemidir. II. Dünya Savaşı sonrasında, özellikle Batı Avrupa’da hem refah devleti gelişmiş, hem de işçi sınıfı açısından toplumsal uzlaşmanın koşulları sağlanmıştır. II. Dünya Savaşı sonrasında Batı Avrupa toplumları açısından ortak özellikler taşıyan bu dönem uygulanan ekonomi politikası nedeniyle “Keneysen Refah Devleti” veya “Keneysen Uzlaşma” terimiyle adlandırılmaktadır. Yüksek bir istihdam düzeyi sağlandığı gibi ücret ve çalışma koşulları yükselmiş, sosyal güvenlik uygulamaları genişlemiştir. Olumlu görülen bu gelişmeler, 1970 ortalarına gelindiğinde bazı kısıtlamalarla karşılaşmıştır. Bunun sonucu olarak refah devletinin geleceği konusunda tartışmalar sık sık gündeme gelmiştir. Refah devletinin gelişiminde dördüncü aşama olarak görünen bu sorgulama ve yeniden biçimlenme dönemi devam etmektedir.